İşçi arılar doğdukdan sonra,pupadan çıkıp arı olarak petekde dolaşmaya başlasından itibaren beslenme ihtiyacını hisseder.1-2 saat içerisinde polen tüketmeye başlarlar.Gözden çıkdıkdan 12 saat sonra işçi arıların %50 si polen tüketmeye başlar.Ama yeni doğan işçi arıların genelinin polen tüketimine başlama vakti 40-50 saat içerisinde gerçekleşir.Ancak işçi arıların maksimum düzeyde polen tüketmeside 5.yaş gününde başlar.İşçi arıların vücut gelişimi tükettiği polen miktarıyla orantılıdır.Poleni çok tüketen işçi arı olgunlaşma yaşı olan 20. güne kadar arı sütü üretecek,petek örecek ve kovan içi işleri yapacaktır.Bununla birlikde arının ömrünü etkileyen en temel faktör düzgün beslenmedir.Buda polen tüketimine bağlıdır.Bu yeni doğan arılar kendileri beslenip gelişirken kovan içindeki yavrularıda arı sütü üreterek beslerler.
Kovandaki erkek arılarda besin zincirinden payını alırlar.Erkek arılarda genç işçilerce değişik bir arı sütüyle beslenirler.Erkek arı sütü,bezsel salgılar,polen ve bal karışımından oluşmaktadır.Bu iş genelde yeni doğan erkek arılarla gelişen erkek arılara takviye besin olarak verilir.Doğal kovan içi ortamda erkek arılar12-26 günlük ömür devresinde peteklerdeki baldan yiyerek beslenirler.
Ana arıların beslenmeside yine yeni doğan 2-20 gün arasındaki işçilerin ürettiği arı sütüyle yapıldığı gerçeğidir.Ana arılar kendi kendini besleme özelliği çok az olan canlılardır.İşçi arılarca ağızdan beslenerek hayatsal faaliyetlerini sürdürürler.Bilimsel çalışmalarda ve kış döneminde bile ana arıların arı sütüyle beslendiğini göstermektedir.Ancak kışın yaşlanan işçiler az arı sütü üretirler.Bundan dolayıda kışın ana arıların bakımı zayıflar.Vücutlarıda buna mukabil küçülür.Gürbüzlüğünü kaybederler.Ancak baharla yeni doğan işçiler arı sütü üretmeye başladıkça ana arıyı besledikçe ana arının vücudu gürbüzleşir,gençleşir,kendini yeniler,verimliliği artar.Takriben ilk çıkan yavruların miktarına göre de verimliliği düzelir.
Kovandaki ergin arıların ihtiyaçları kovan içinin düzenine göre değişir.Bahar aylarında kovandaki arıların su ihtiyacının artması yavruya endekslidir.Kovandaki yavru oranı artıkça su ihtiyacıda artacaktır.Bunu şu gözlemle öğrenebiliriz.Arılığa suluk koyarsanız,arıların suluğu ziyaretine göre bunu göreceksiniz.Kovandaki kapalı ve açık yavrulku petek sayısı artıkça sulukdaki arı sayısının artığını göreceksiniz.Ben arılığımdan sulukları yaz kış eksik etmiyorum.Kışın bile suluğa arı konuyorsa mutlaka kovanda yavru var demektir.Yavrulu petekler,artıkça arının su ihtiyacıda artar.Bu bakımdan arılığa sağlıklı ve temiz suluklar oluşturunuz.Bu sulukların en güzeli civciv üreticilerininde kullandığı usul suluklardır.Su kullanıldıkça suluğa su akacaktır.Yada damlama usulü sulukda kullanmak mümkündür.
Arıların protein ihtiyacı polenle karşılanmaktadır.Arılar çevrede yeterli miktarda polen buluyorsa protein sıkıntısı çekmezler.Buna mukabil karbonhidrat ihtiyaçlarıda ballı madddeler ve nektarla karşılanmaktadır.Doğal ortamdan nektar geliyorsa karbonhidrat açığı oluşmaz.Ancak ilkbahar girişinde arılara koyu şurupla besin takviyesi yapılırsa karbonhidrat açığınıda kolayca kapatarak,bala dönüştürür,gelişim sırasındaki açığı buradan kapatabilirler.Acemi ve kuralcı arıcılar ilkbahar aylarında balıma şeker karışmasın diyerek arıya takviye besin vermezler.Bahar yağışlı olursa çiçekdaki nektarda yağışla olmayacağından arılar baharda açlık sıkıntısı çeker,hatda açlıkdan ölen arılara bile rastlanır.Arıların yağ ve vitamin gibi maddelerede ihtiyacı fazla yoktur.Bu açıdan vitamini şurupla fazla kullanmak gereksizdir.Ama az miktarda kullanılırsa zararda olmaz.Sonuçda vitamin direnç sağlayıcı bir maddedir.
Sonuç olarak,arda bir canlıdır.Düzenli besin ihtiyacı duyar.Temel olarak bu besin ihtiyacını polen ve nektardan sağlar.
Arıcı 07-ANTALYA
Yorumlar