Burada yazılan yazılar değişik kaynak ve arıcılık yazılarından yaptığım sentezler sonucu ortaya çıkmaktadır.Ama Türkiye gerçeğini göz ardı etmemeli geriye öze doğal bölgesel arıcılığa dönmeliyiz.Bu ne demek derseniz;Bölgelere göre dirençli ırklar belirlenerek o bölge arıcılığının gelişmesi için belirlenen bölgelere uyum sağlayabilecek ana arıların saf veya damızlık olarak kullanılabilecek olanlarının arıcılara verilmesi demektir.Kısaca arıcı verim alabileceği ırkla çalışmaya yönlendirilmelidir.
Bahar sezonununa 1 kulaç kaldığı günlerdeyiz.Aslında yapılması gereken arıcılara ana arı üretmeyi öğretmek,her arıcının kaliteli ana arı üretmesini sağlamak olmalıdır.Her arıcı kendi ana arısını kaliteli yada kalitesiz üretecek konumda olursa,ana arı üreten işletmelerde doğal olarak kontrol altına alınmış olacaktır.Ana arıyı arıcıya satmakda zorlanacaklardır.O zamanda bu işletmeler içerisinde kaliteli ve mükemmel ana arı üretenler arıcıya daha kolay makul fiyatla ulaşacaklardır.Arıcıda satın aldığı analardan verim aldıkça arıcılığın temel sorunu ortadan kalkacak ülkemiz arıcılığı verimli hale dönüşecektir.Böyle olunca ana arı üreten işletmelerde arıcıda durumdan hoşnut olacaktır.
Yazıyı şöyle toparlamak gerekirse;arıcılıkda verimsizliğin sebebi bahar sezonunda yeterince yumurta atamayarak kovanları nektar akışına hazırlayamayan ana arı ve arıcıdır.Bu olumsuzluk kaliteli bölgeye uyumlu ırkların kullanımıyla giderilmelidir.Ayrıca kışlama yerleride düzenlenmeli belirli kriterler konulmalıdır.Her arıcı istediği yerde değil doğru yerde kışlamalıdır.Ben kendimden örnekle yazıyı tamamlayayım.Ana arının teşviği olduğu yıllarda 2008 de sanırım 120 kafkas ırkı ana arı satın aldım.Bu ana arılarda yerli bir işletmeden akdenizden sağlandı.Kaliteleri çok düşüktü.Arılığım o yıl ballığa nadir çıktı.Bir kaç kovan...Bal verimi yok gibiydi...Güz dönemi yumurtayı erken kestiler.Sonbahar ve kış sezonu ılık olunca uçuş oranıda yüksekdi...Bende güz teşviği ve şurubu vermeyince arılar hiç yumurta atmadılar.Ben muğla ve italyanı bildiğimden biraz lakayt davrandım.Kış ortasında ocak gibi yüksek kovan sönmeleri başladı...Hemen şuruba başladım...Ama yinede kayıp miktarı yüksekdi...Bahar girişi kalan kovanların analarını Adanadan emekli öğretmen ve ana arı üreten Cengiz Bahar'dan italyan analar aldım.Bunlardan kendimde ürettim.Sorunu biraz o yıllarda azalttık.Ama,bitmedi...Çünkü;Ülkemizde kullanılan kovanlardada sorunlar vardı.Altları kapalı havalandırmaları yoktu.Bu kış girişi kovanların altına 8 cm çapında arka tarafına sağ ve soluna 2 havalandırma açtık.Telledik.Şimdiye kadar durum iyi gözüküyor.Arı fazla uçmuyor.Bende fazla rahatsız etmiyorum.Antalya'da hava ılık olduğu için 15 -20 günde bir kontrol şurubu veriyorum.Bakalım nasıl olacak...Ama Allahın izniyle güzel olacağını sanıyorum.Kovan nüfusları konumlarını koruyor gibi gözüküyor.Havalar kapalı..Güneş görmüyoruz.Uygun ortamda kovanlar açılacak..Bakalım,beklemedeyiz..Hayırlısıyla bahara yaklaşırken ......
Arıcı 07-ANTALYA
Yorumlar
Blog unu ilgiyle ve dikkatle izlerim, verdiğin bilgiler için teşekkür ederim.
Fakat Muğla arısı da çam balını gördüğü zaman yavruyu kesiyor , Ana arı bir çıtaya çocuk eli kadar yere yumurtlama yapıyor yukarıda yorum yapmışsın ya ona istinaden yazdım. Ayrıca çam balı eylülde değil Ağustosun 10 da başlıyor .Burada da arıcılar geç geliyor çama ama ben her yıl Ağustos 10 da çam da olurum ,bu sene 4. sağımı yaptık ,
Ben değil ama arkadaşlar Aralığın 15 de dahi çam balı hasadı yaptılar ama nasıl 2. veya 3.tur sağımdan sonra püren de iyice yavruya oturan arıyı tekrar çama getirerek .
Nisanın 15 de çama tekrar götürüp hasad yapan arıcılarımız mevcut ben ise arı sayımı artırmaya çalışıyorum baharda ...